The Tinder Swindler
Bu sıralar okuduğum bir “kadın kitabı”nda, doğup büyüdükleri evde göremedikleri sevgi ve şefkati başkalarında bulma ihtiyacı çok düşündürücü ve üzücü geldi. Bunun farkında olsa da olmasa da beraber olduğu insanla, kariyeriyle, çocuğuyla, parayla açığı kapatmaya çalışıyor. Gene de o boşluğu birebir doldurmak imkansızlaşıyor. Hele de bu duygu yoksunluğundan faydalanmak isteyene denk geldiyse vay haline. Karşınızda gündeme hızlıca oturan Netflix belgeseli Tinder Avcısı
Kendini jet sosyeteden zengin bir iş insanı gibi tanıtarak etkilediği kadınların milyonlarca dolarını çarpan Simon Leviev, gününü gün etmektedir. Lakin kurbanlarından bazıları intikam almaya yemin ederler.
Dolandırıcılık temalı bu belgesel, sanal ilişkilere farklı bir açıdan yaklaşıyor. Doğrusu yanlışı kişisel bir konu olsa da perde arkasında “güven” duygusunun “kolayca aldatılabilme” ile çarpıştığı kaçınılmaz. Simon karakterinin ağına düşenler için “Saf, ava giderken avlandın, e adamın parasına kandın ve hak ettin” gibi fikirlerin havada uçuştuğuna eminim 👀 Tıpkı kadın cinayetlerindeki gibi “O eteği giymeseydin, o saatte dışarıda işin ne? E sen kaşınmışsın” cümlelerini hatırlatıyor. Zira mağduru suçlamak öldüreni ve dolandıranı suçlamaktan daha kolay. Elbette gözü kapalı inanmak, körü körüne gitmek hata. Tinder ve türevleri ne kadar ciddi ilişki sağlar veya dert zaten ciddi ilişki mi, muamma. Ama bu dolandırıcıları masum çıkarmaz, çıkarmamalı.
Belgeselin senaryosu, kurgusu, işleyişi başarılı. Sıkılmadan izlettiriyor. Haklı ve haksız, suçlu ve mağdur aramadan izlenilmeyecek kadar da duygu yoğunluğu yaşatıyor. Özellikle Tinder ve türevlerini kullananların gözlerini dört açmaları için çekildiği aşikar! IMDb 7.4, türü belgesel-suç, 114 dk, +16
#sinemaseveranne #ssabelgesel #thetinderswindler#tinderavcısı #netflixtürkiye
