Sizi hayata bağlayan tutkunuz nedir? Konu para kazanıp kazanmamanız değil. Onla ilgilendiğinizde her şeyin tozpembeye döndüğü, dertleri kapının arkasında bıraktığınız, kan basıncınızı normalleştiren şey nedir?Benimki malum. Tutkusunu mesleğine dönüştürebilen, hayattaki soru işaretlerinin cevabını o tutkuyla bulabilen insanlar çok şanslılar. Peki, hayatın tüm kötülüğü o tutkuyla temizlenir mi? Bugün karşınızda güçlü bir kadının berbat evliliğiyle mücadelesi içinde turta tutkusu var: Garson Kız
Jenna, duygusal ve fiziksel şiddet gördüğü kocasından boşanmak ister ama kocası çok baskıcı olduğundan sessizce plan yapar. Turta yapma konusunda özel yeteneğe sahip kadının hedefi para biriktirip evden kaçmaktır ama son anda bir engel çıkar: Bebek!
Fiziksel şiddetin çok olmadığı ama duygusal şiddetle her günü zehrolan bir kadının umut dolu hayallerine tanıklık ediyorsunuz. Senaryosu çok sade, kurgusu zaman zaman durağanlaşıyor. Karakterler detaylandırmaya gerek görmeyecek kadar basit kaleme alınmış ama içine çekiyor sizi. Bir yandan Jenna’nın hayatı boğazınızı düğümlerken sonraki sahnede yaptığı turtalara tebessüm ediyorsunuz. Yaşadığı yasak aşka “Şimdi oldu mu bu?” diye hayıflanırken diğer sahnede yaşadığı hüznü görünce onu anlamaya yelteniyorsunuz. Yan karakterlerin sahiciliği, altta yatan derin soruna rağmen hayatlarının akışı ferahlık veriyor. Jenna’yı tüm hatalarıyla, hüzünleriyle kucaklamak; hayata hep turtalara baktığı mutlulukla bakmasına destek olmak istiyorsunuz. Finalindeki dönüşümüyse gözlerinizi dolduruyor!