Sinema

The Song of Sparrows (2008)

Mart’tan beri ilk defa 3-4 saat tek başıma dışarı çıkma fırsatı yakaladım 😍 Bir yerde oturup sadece çay içmek ve kafamdaki birkaç şeyi planlamak istiyordum çünkü ne çay içmeyi ne plan yapmayı Celil Ediz’le yapabiliyorum 🤷🏻‍♀️Henüz 2 saat geçmişti ki Onur aradı, oğlanı acilen hastaneye götürdük. Benim kafa dağıtma hayallerime mi üzülsem, yok yere çocuğun hastalanmasına mı üzülsem; bilemedim 😔 Bu düşünce Celil Ediz’i kucakta bitkin görünce uçup gitti. Azıcık tek başına zaman geçirmek istediğim için annelik vicdan azabıyla mücadele ederken aile olmanın güzelliğini oğlumun bakışlarında, Onur’un tedirginliğinde gördüm 👨‍👩‍👦 Sabrımız sınanıyor, maddi manevi zorluklarla yüzleşiyoruz, çevre ve akrabalar üstümüze üstümüze geliyor ama aile olmak, aile için ayakta durabilmek güzel şey 💜 Bunu sıcacık, samimi bir İran filmiyle pekiştirmeye var mısınız? İşte Majid Majidi’nin çok sevdiğim filmi: Serçelerin Şarkısı 📽

3 çocuk babası Karim, kızının işitme cihazını tamir için Tahran’a gider. Şehirde beklemediği şekilde iş fırsatları birbirini kovalar. Şehrin karmaşası, insanların farklı tutumu babanın da hayata bakışını değiştirmeye başlar.

İran filmlerinin sade anlatımı, Majidi’nin şiirsel kamerası, olaylardan öte duygulara odaklanması seyirciyi hem ekrana bağlıyor hem kendi hayatıyla kıyaslamasına sebep oluyor 👍🏼 Aile olmanın kıymeti, dostluk, akrabalık, hayaller, sevdiklerin için emek harcama, şehir hayatının insanları yıpratması ve ahlakı sorgulatması o kadar zarif anlatılıyor ki filmin sonuna geldiğinizi anlamıyorsunuz ✌🏼 Toprak yakınlığı nedeniyle fikirlerin benzeşmesi ayrı bir tebessüm yaratıyor. İzledikten sonra neden İstanbul’dan daha sakin bir yere taşınmak istediğimi hatırladım 👀 En sevdiğim karakterse Karim’in oğludur. Bu yaşta savaşmaya üşeneceğim şeyi çocuk aklı ve hayaliyle başarmaya çalışıyor 🤭 IMDb 7.9, 96 dakika, türü dram-aile, kodu PG

Yazar hakkında

sinemaseveranne

Yorum Bırak