Annemle çocuk büyütme metotlarımız farklı olduğundan tatlı çekişmeler yaşarız 🙈 Sebebi hayata bakış açısıdır: Annemlerde öncelik eş ve aile büyükleriymiş, bizdeyse çocuklar 👶🏻 Şahit olduğum kayınvalide-kayınpeder baskısı, er kişisinin taleplerinin önceliği evlatlara ekstra ilgiye izin vermiyordu 🤷🏻♀️ Yıllar sonra anlasalar da o iç buruklukları, kalp kırıklıkları anne olunca tekrar ortaya çıkıyor 😏 Celil Ediz sevildiğini bilmekten öte hissetsin, yanlış yapıyorsak da orta yolu bulalım diye çaba gösteriyoruz 💪🏼 Kendi çocukluğumuzdan, çevremizden, hatta filmlerden ders çıkarıyoruz. Bunlardan biri ise Geçmiş 📽
Ahmad, 4 yıllık ayrılık sonrası karısı Marie’nin çağırması üzerine Tahran’dan Paris’e gider. Marie başkasıyla evlenecektir ve boşanma davasının sonuçlanması gerekir. Marie’nin Ahmad’dan önceki eşinden olan kızı Lucie’yle arası bozuktur ve Ahmad’dan onla ilgilenmesini ister. Ahmad yeni eş adayıyla ilgili gizli bir şey öğrenir ve işler karışır.
İran sinemasını sevmemin en büyük nedeni derdinin olmasıdır. Geçmiş’in derdi karışık olsa da duygusu güzel geçiyor ✌🏼Karışık aile ilişkileri, evliliklerin alt üst olması, arada sıkışan çocukların çaresizliği, bunların dram ve gerilime yol açması çok sahici aktarılıyor 👍🏼
Daha önce Elly Hakkında filmini yazdığım, yazmama gerek kalmayacak kadar bilinen Bir Ayrılık filminin yazar ve yönetmeni Asghar Farhadi, Geçmiş’te gerilim dozunu yavaşça vererek seyirciyi sınıyor 😨İran’da olsa kabul göremeyecek hayat döngüsü uluslararası ilişkilerle tamamen çıkmaza giriyor. Sırlar, yalanlar, doğru yanlışın birbirine girdiği ilişkiler, hayal kırıklıkları, herkesin kendini haklı ama karşısındakini suçlu bulduğu olaylar kafanızı allak bullak ediyor 👀 Yönetmense dramı yükseltmek yerine sadece kamerayı karakterlere yansıtmış bir sadelikle anlatıyor. Altın Küre adayı, Cannes’dan ödüllü bu kökte İran ama yapıda Fransız olan film, aile içindeki iletişimsizliği hayli dalgalı yoldan ve neredeyse müziksiz anlatıyor. IMDb 7.8, 130 dakika, türü dram-gizem, kodu PG-13