5 yıldır yaşadığım en yoğun duygu sevgiden sonra vicdan azabıdır 🙁 İyi bir anne miyim?🤷🏻♀️ Evladım için işi bıraktım ama yeteri kadar ona istediklerini verebiliyor muyum?🙄 Daha iyisini neden yapamıyorum?👀 Yarım saat kitap okuma isteğim, 2 film izleme arzum, 2-3 gün uzaklaşma fikrim (hiç gerçekleşmedi, o ayrı) ona haksızlık mı?🤨 Sağlığı yerinde ama zayıf olmasını dile getiren laf ebeleri haklı mı?🤭 Yaşayamadığım yoğun sevgiyi ona gösteriyorum derken şımartıyor muyum?🤔 Sabrımın zaman zaman sınıra gelmesi dayanıksızlığımı mı gösteriyor yoksa evladımın birçok uzman tarafından da onaylanan “hareketli” olmasından mı kaynaklanıyor?🤷🏻♀️ Herkes tek başına çocuğuna gül gibi bakarken ben neden yetemediğimi düşünüyorum?🤦🏻♀️ Kafamda daha onlarca benzer soru var. Sizde de oluyor mu yetersizlik düşüncesi? Vicdanınız sorgulanıyor mu hele bu pandemi döneminde 🤨 O zaman bir annenin hem çaresizliğine hem saplandığı bataktaki debelenmesine bakmaya ne dersiniz? İşte az bilinen bir Avrupa filmi: The Best of All Worlds!
7 yaşındaki Adrien, annesi Helga ile Salzburg’da sevgiyle yaşar. Ama büyük bir sorun vardır: Helga uyuşturucu bağımlısıdır ve arkadaşları onların evini sıklıkla kullanırlar! Bağımlıların arasında yaşamak zorunda kalan Adrien, onlardan kaçma yolunu hayal dünyasına gömülerek bulur.
Yönetmen ve senaristin kendi hayatını aktardığı (7 yaşındaki Adrien) filmin dramı anne gözünden kahrediyor 😔 Her an çocuğa bir şey oldu olacak diye yüreğim ağzımda seyrederken karanlık atmosfer, karakterlerin bezginliği, mekan ve kostümlerin paspallığı dibe doğru sürüklüyor 👀 Küçük Adrien’in şirinliği ve hayata masum bakışı kalbinizi eritirken annenin çaresizliği hem kızdırıyor hem üzüyor 🤷🏻♀️ Elinizi ekrandan içeri sokup Adrien’i oradan çekmek istiyorsunuz. Hem annenin hem çocuğun gözünden olaylara bakma imkanı bulurken kendi dünyanızın iç sorgulamasının komikliğini de fark edebilirsiniz 🤭 Finaliyle beraber verdiği mesaj yerini buluyor. Annelerin ders çıkaracağına inanıyorum 💜Çocuklarınızla lütfen izlemeyin. IMDb 7.7, 100 dakika, türü dram