Celil Ediz’le, evle, evlilikle, sorumluluklarla günler bazen öyle yoğun geçiyor ki ne zaman güneşlikleri çekip uyku moduna geçiyoruz, anlayamıyorum 🤷🏻♀️ Yorgunlukla koltuğa otururken gene de “Bugün kendim için, ailem için, başkası için bir iyilik yaptım mı?” diye hep sorgularım 🧐 Elbette arzu ettiğim cevaba çok sık ulaşamıyorum. Ulaştığım günlerde ise gönlümdeki ferahlık yastığa rahat baş koymamı sağlıyor ☺️ Siz deyin vicdan rahatlatmak, ben diyeyim birinin daha hayatına dokunabilmek; fark etmez. Önemli olan el uzatmak 🤗 Bu hissi yakalatan filmlerden Radio’yu da ne zaman izlesem hem yüzümdeki tebessüm artar hem de bittiğinde kendimden çok başkalarını düşünme isteği doğar 📽
Öğretmen de olan futbol koçu Hardol Jones, işinden başka hiçbir şeyle ilgilenmeyen bir aile babasıdır. Bir gün zeka geriliği olan James Robert Kennedy, nam-ı değer Radio ile tanışır. Çevresinin alay ettiği, özünde ise tertemiz yüreğe sahip Radio, koçla beraber hayata yeniden adım atar. Üstelik sadece kendi hayatını değil tüm kasabanın ve takımın yüreğini değiştirir!
Yaşanmış bir hikayeden başarılı oyuncu kadrosuyla filme uyarlanan film, tam bir umut kaynağıdır 🥰 Dönem dönem açıp hem kafamı dağıtmak hem hayatı sorgulamak hem de itiraf etmek gerekirse “Ya Fatma neleri kafana takıyorsun?” diye hesap yapmak için izlerim 👀 Celil Ediz’e yolda gördüğü kargoculara, çöpçülere, otopark görevlilerine “Kolay gelsin” demeyi öğrettim. O da yolda yürüyen, taksi bekleyen, arabasına valiz koyanlara bile “Kolay gelsin” diyen bir çocuğa dönüştü 😁 Ama bu durum insanların asık suratını güldürmeye yarıyor 🙈 Filmin yarattığı his de aynı böyle! Önyargıları bırakalım, anlamaya ve anlatmaya çalışalım. İnsanlara el uzatmaktan vazgeçmeyelim, zor olsa da hepimize iyi gelecek. IMDb 6.9, 109 dakika, türü dram-spor-biyografi, kodu PG