Evlenene kadar yaşadığım Bağdat Caddesi’nde sık sık karşılaştığım veya algıda seçicilik yaptığım, hayalimi süsleyen bir manzara var: Yaşlı tonton bir çift yolda zar zor yürümelerine rağmen el ele severek tutuşuyorlar ve gülümsüyorlar. Yorulduklarında bankta oturuyorlar, sohbet ediyorlar 👵🏼💜👴🏻 Fiilen basit ama maneviyatta yakalaması hayli zor bir hayal 💭 O kadar yaşlanabilir miyiz, yaşlansak da yürüyecek kadar sağlıklı olabilir miyiz, el ele tutuşacak kadar mutluluğumuz devam eder mi, hala konuşacak bir şeylerimiz kalır mı bilmiyorum 🤷🏻♀️ Gene de var işte sıradan bir hayalim 😍 Geçen hafta izlediğim bir film sonrası tekrar hatırladım bu ihtimali ve ruhum yumuşadı: Ruhların Sonbaharı 📽
Addie ve Louis, uzun süredir bekar ve yalnız yaşayan komşulardır. Çok samimi olmayan bu ikilinin arası Addie’nin beklenmedik bir teklifiyle değişir. Zira yalnızlık çekilmez olur.
Aynı isimli romandan uyarlanan romantik filmin baş rollerinde iki Oscarlı usta oyuncuyu görmek bile başlı başına izleme sebebidir 😍 4. kez bir filmde buluşan ikiliyi izlerken öyle mutlu oluyorsunuz ki Addie’nin garip teklifi bile gözünüze batmıyor. Bu talebin sebebi sahneler ilerledikçe anlaşılır bir hal alıyor ve “Ah be yalnızlık” diye iç geçiriyorsunuz 😔 Filmin çok iddiası olmasa da türünde izlenecek, keyif verecek, belki hafiften hüzünlendirecek hikayesi var✌🏼İnsanları olduğu gibi kabullenmeyi yaş ilerledikçe daha iyi anlıyoruz ya, film özellikle buna odaklanıyor 👍🏼 Anne evlat ilişkisi, geçmişle yüzleşmeler, dışarıdan görünen olayların iç yüzleri farklı açılardan ele alınıyor. Pişmanlıklarınıza odaklanmak, geçmişe kendinizi zincirlemek yerine önünüze bakmanız gerektiğini gösteriyor ✅ Allah herkese Jane Fonda gibi yaşlanmayı nasip etsin diyeceğim de o güzellik herkese nasip olmuyor 🙈 Netflix’te var. IMDb 6.9, 102 dk, türü dram, romantik, +13