Göçebe hayat süren atalarımızdan evden dışarı çıkamayacak hayata nasıl geçiş yaptığımızı düşündükçe şaşırıyorum 👀 4 duvarın verdiği güvenin, teknolojinin sağladığı konforun, bir yere ait olma hissinin ve belki de çocuklara bırakacağımız mirasın ev sahibi olmamızdaki rolü büyük 🏡 Corona günlerinde ise dört duvar arasında olmanın yetersizliğini fark edip bahçesi, balkonu, terası olan alanları özledik 🏞 Şu an çoğu aile gibi karavanla gezme arzusu bizde de var 🚍 Peki, ya bu arzu lüksten öte mecburiyet olsaydı? Kaçımız karavanı “ev” olarak görebilirdi? Yılın en iddialı filmlerinden biri bu sorulara cevap veriyor:Nomadland 📽
Fern, 2008’deki ekonomik çöküş sonrası eşini, işini ve evini kaybetmiştir. Karavanı evi yaparak 60 yaşında, tek başına yola koyulur. Göçebe hayat zorunluluk gibi başlasa da vazgeçilmezi olur.
Kitap uyarlaması film, 6 dalda Oscar adayı ve 2 Altın Küre’ye sahiptir 🏆 Yarı belgesel havası sayesinde pek de bilinmeyen bir hayatı anlatıyor✌🏼Bizde keyfi görünen karavan, Amerika’da bir kısmı mecburiyetten olmak üzere genellikle yaşam tarzı(ymış). Frances McDormand’ın yeteneğine gıpta ederken, arka fondaki müzik bir karaktere bürünecek kadar kuvvetlidir. Ana karakter kadar karavan hayatını da irdeleyen film, duygu sömürüsü yapmadan, empati kurmamızı beklemeden derdini güzelce anlatıyor ✅ Yarı zamanlı işler, ekonomik kriz, mecburen göçebe hayata geçilmesi ve bunu isteyenlerle yolların kesişmesi, sosyal sorunlar oldukça gerçekçi aktarılmış 👍🏼 Biraz araştırınca Amerika’da bu hayatı seçenlerin sayısının 1 milyondan fazla olduğunu öğrendim 😳 Farklı bir konuya farklı bir bakış açısı getiren filmi “Gerçekten bir yere kök salmaya ihtiyacımız var mı?” sorusunu akla koyarak bitiriyorsunuz 🧐 İçte bıraktığı hüznü düşününce herkese hitap etmeyeceğini, benzer duygu ve sorunlardan muzdarip olanları kendine çekeceğini inanıyorum. Bu seneki Oscar adaylarında ilk beşimde, o ayrı 💜 IMDb 7.5, 107 dk, dram, kodu R