Karantina sebebiyle ailecek ilk defa bu kadar süre yan yana kaldık 👨👩👦 Oğlum da kadın-erkek rollerini gözlemlerken şaşırtmaya başladı 🙄 Geçenlerde Onur’la sitenin parkına inerken “Anne, ben ve babam yokken seni kim koruyacak?” dedi 😳 Çoğuna göre baskıcı bir ailede 2 abiyle büyümeme rağmen bir kez bile korunmaya muhtaç hissettirilmedim 🤷🏻♀️ Çocuk yatağını topluyor, kek yapıyor, kirlilerini sepete atıyor, insanlara nazik davranmayı öğreniyor diye gururlanırken şok oldum kaldım 🤭 Ilımlı şekilde korunmaya muhtaç olmadığımı ama onla ve babasıyla çok mutlu olduğumu anlattım. Peki, bunu nereden duyuyor; izletmediğimizi sandığımız TV’den mi, eş dost akrabadan mı? 🤦🏻♀️ 4-5 sene sonra medyadan uzak tutmam zorlaşacak ve ana akım medyanın kadınları aşağılayan, ezen tutumunu fark etmeden zihnine kazıyacak. Fikirleri daha iyi aşılamam gerektiğini bu masum sorusuyla anladım. Sonrasında konuyla ilgili eski ama çarpıcı bir belgesel izledim: Miss Representation, yani Medyada Kadın Temsili 🎥
Belgeselde Amerika’daki nüfuz sahibi kadınların yetersiz görünmesi araştırılırken, reklam-dergil-gazete ve filmlerde kadın figürü sorgulanıyor. Beden algısına yoğunlaşan görsellerle kadınların obje olmamak için mücadeleleri yansıtılıyor.
Belgeseldeki kadının yansıtıldığı fotoğraflar bulantı hissi yaratıyor 👀 Medyanın topluma nasıl mesaj gönderdiğini görmek sinirlendiriyor 😠 Bu konuda üniversitedeyken bolca makale okuyup yazılar hazırlamıştım, aşinayım. Yıllar içinde özelimde, iş hayatımda ve hatta anneliğimde kalıplarla mücadele ettim, ediyorum ✌🏼Konusu ağır olsa da cinsiyet göz etmeksizin herkesi ilgilendirdiği aşikar. Tabi Amerika’daki medyayla Türkiye’deki aynı değil; bizdeki objeleştirme görsel alanda inanç ve siyasi otoriteden ötürü bir tık daha az. Ama artık her şeye ulaşım daha kolay 🤷🏻♀️ Kız annesi oğlan annesi demeden tüm ebeveynlerin (sadece anne değil!) üstüne düşen çok görev var ahali! Netflix’te var. IMDb 7.6, 90 dakika, türü belgesel, +16