Karşımızdakinin hareketlerini, tavırlarını, hayat seçimlerini tek bakışla eleştirmeyi çok seviyoruz 🙄 Bir babanın çocuğuyla ilgilenmemesi “normal” gelebiliyorken, çok ilgilenmesi garipseniyor ama kimse “Acaba babası hiç mi ilgi göstermedi de kendi çocuğunun onu yaşamasını istemiyor?” diye tahminde bulunmuyor 🤷🏻♀️ Aşırı hırslı ebeveynlere sahip çocukların hayata karşı aşırı isteksizliğindeki sebebi şımarıklık olarak görmek yerine hayatı boyunca vurgulanan hırstan nefret ettiği hiç düşünülmüyor 🤦🏻♀️ Neden? Çünkü yalanla yaşamak daha kolaydır, dibini deşmeye gerek yoktur 😏 Gene sebeplerin çocukluğa bağlanan, ilki sinemada olmak üzere 18 yıl içinde 3-4 defa izlediğim ve her izleyişimde inanılmaz keyif (ve hüzün) yaşadığım bir filmle Leonardo DiCaprio’nun haftasına devam ediyorum: Sıkıysa Yakala 📽
1960lı yılların sonunda 19 yaşındaki Frank, FBI’ı peşinden koşturur çünkü inanılmaz yeteneklerini dolandırıcılıkta kullanmayı tercih eder! 26 ülkede farklı kimliklere bürünerek çok para kazanır. Üstelik yakalanması imkansıza yakındır. FBI ajanı Carl Hanratty ise asla yılmaz!
Steven Spielberg ustadan dönem filmi izlemek çok keyifli ✌🏼Mekan, dekor, kostüm, makyaj, müzik, kurgu başarısına adrenali daha da çekici kılan bol ışık kullanımı eklenmesi sürenin akmasını sağlıyor 👍🏼 Karakterlerin içe dönüşleri ve kaygılarını ortaya çıkardıkları sahneler hep favori anlarım oldu 😍 Frank’in aile yapısı, bunun çöküşü, kendince formül bulması ve adaleti sorgulaması dersler veriyor 👊🏼Polisiye kadar mizahın da öne çıkması 52 milyon $ bütçeye karşılık 351 milyon $ hasılat elde edilmesinde büyük etkendir. 2 Oscar adaylığı ve 1 Altın Küre adaylığıyla film, gerçek bir dolandırıcılık hikayesini anlatsa da işin özünde sadece dolandırıcılık yok. Film boyunca ana karaktere kızamıyor, gerekçeler arıyorsunuz. Bunda yönetmen ve senaristin büyük etkisi var. Tabi bir de albenisiyle ekrandan taşan Leonardo DiCaprio’nun 😎 Netflix’te var. IMDb 8.1, 141 dakika, türü biyografi-suç-dram, kodu PG-13