Her nesil bir öncekinde eleştirecek şeyleri bulup yakınır ya; ben de yaşadım bunu 🙄 Yaş 34, anne oldum hala yaşıyorum 🙈 İşin içine teknoloji girdi, algı yükseldi, folik asit bebeleri evin hakimi oldu 🤨 Peki, biz onları anlıyor muyuz? Önceki nesilden farklı olarak çocuklarımızı anlamak için daha fazla çaba gösterdiğimize inanıyorum. Başaracağız anlamına gelmiyor ama “karnı tok sırtı pek” anlayışından bir adım ötedeyiz. Annem beni asla başka çocuklarla kıyaslamadı, çalışmam için baskı kurmadı ama o dönemin eksikliklerini anne oldukça daha iyi fark etmeye başladım 🤷🏻♀️ Kendi çocukluğumun sırtını sıvazlayarak, o eksiklikleri oğlumda asla tamamlamaya çalışmadan annelik yoluna girdim. Başaracak mıyım bilmiyorum. Zira Lady Bird’deki Christine gibi sürekli didişme ihtimali gözümü korkutuyor 📽
Christine, ismi yerine kendine Uğur Böceği demektedir. Eşinin işini kaybetmesiyle evin maddi manevi sorumluluğunu alan annesi ve ergenliği dolu dolu yaşayan Christine, sık sık çatışırlar. Genç kızın hayaliyse ailesi ve çevresinden uzaklaşarak üniversiteyi New York’ta okumaktır.
80ler çocuğu olarak 90lar neslini filmde izlemek hayli keyif verdi. Çağ ilerledikçe beklentilerin değiştiğini sade ve minimal bir senaryoyla anlatıyor Uğur Böceği 👍🏼 Anne kız anlaşmazlığı, kızın kendini ispatlama çabası, birbirinden farklı karakterlerin aynı çatı altında yaşama gayreti, evdeki ilişkileri ve yaşamı toparlamaya çalışırken toptan yıkma eğilimine giren kadın çok tanıdık ve gerçekçi görünüyor ✌🏼Genç kızı isyankar görme ihtimaliniz yüksek. Lakin izlerken şunu düşünün: Christine hayallerinin peşinden mi koşuyor yoksa ailesinin uygun gördüğü hayata mı karşı çıkıyor? Ailesi onun hayalindeki hayatı sunsa ona da karşı çıkar mıydı? Filmin büyük vaatleri yok, aksine evinizin içine girmiş veya gençliğinize selam veriyor gibi hissettiriyor ✋🏻 Bağımsız film kategorisine girmesine rağmen 5 önemli dalda Oscar adaylığı bulunması filmi izlemeniz için bir sebep! IMDb 7.4, 94 dakika, türü dram komedi