Türk sinema ve dizi sektörünü en çok eleştirenler gene bizleriz. Konuları eleştiririz, oyuncuları eleştiririz, saatler süren bakışmaları eleştiririz, uyarlamaları eleştiririz. Gene de izlemeyi bırakmayız 🙄 Kaliteli projeleri takip edip kafa patlatmak mı işimize gelmiyor yoksa gerçekten kapasitemiz ekran için sınırlı mı, tartışmak lazım 🤨 Zira Türkiye’de en fazla gişe yapan filmleri gördükçe kalitenin aranmadığını anlıyoruz 🤷🏻♀️ Ne zaman uyarlama bir projeden bahsetsem hemen “Orijinali daha iyi” deniyor; kaliteli olmadığına öyle inanıyoruz ki! Belki haklılar, belki de ilk izlenilen olduğundan ön yargıdan kaçamıyoruz 🧐 Bunu en son Cebimdeki Yabancı’da yaşadım. Çok beğendiğim filmin sonrasında orijinalini de seyrettim. İşte karşınızda Perfetti Sconosciuti 📽
7 yakın arkadaş akşam yemeği için buluşurlar. Masadaki keyifli sohbetin ortasında bir oyun oynamaya karar verirler: Hepsi cep telefonunu masaya koyacak ve gelen tüm bildirimleri paylaşacaklar!
Konunun güncelliği ve hemen hepimizi fazlasıyla içine çektiği aşikar 👍🏼 Senaryo öyle etkili ki geçen her dakikada hem merak artıyor hem de “Ben olsam yapabilir miydim? Yoksa eşim/sevgilim bir şey saklıyor mu?” soruları havada uçuşuyor 😬
Gelelim hangisinin daha iyi olduğuna! Önce yerlisini izlediğim için taraflı olabilirim ama Serra Yılmaz’ın filmini daha çok beğendim. Orijinalinde tür dram-dram komediyken yerli versiyonu gerilim ve gizem ağırlıklı ilerliyor ve seyirciyi daha derinden yakalıyor. Yerlisindeki yaratılan atmosfer ve renk kullanımı bir tık daha kaliteliydi. Eğer ikisini de izlemediyseniz yerlisini öneririm. Bu arada Netflix filmi olan 2018 tarihli Nothing to Hide, Fransız versiyonudur yani orijinali değildir. Perfect Strangers 2016’da, Cebimdeki Yabancı 2018’de çekildi. IMDb 7.8, 97 dakika, türü dram-dram komedi 🍿