Annemin en büyüğü 13 yaşında 4 torunu var 👩🏻👦🏻👧🏻👶🏻 Her torunu büyürken farkındalıklarının yüksek olmasına hayret ediyor. “Bizim zamanımızda doktora sormak yoktu, bu kadar oyuncak yoktu, teknoloji yoktu, büyüklere hürmet var ama çocuklara ilgi yoktu.” gibi kendi anneliği ve bizim anneliğimiz arasında sayısız kıyaslamaya girer. Haklı da 🤷🏻♀️ Konu maddi imkansızlıktan öte yoksunluktu. İster Çorum’da (memleketim) ister İstanbul’un göbeğinde ol; doktoruna mesaj atıp cevap alma imkanı elbette yoktu 🙄 Teknolojinin nimetleri yanında çocuğa odaklı hayat da yoktu 🤨 Tabi ki yeğenlerim ve Celil Ediz imkanlar açısından şanslılar. Bizler belki daha özgür ve aktif yaşıyorduk ama annemin en ufak sorunda pedagoga ulaşma imkanı yoktu. Peki, bu yoksunluk sizce hala var mı? Hem de nasıl! İşte size İki Dil Bir Bavul 📽
Denizlili öğretmen Emre, ilk görevinde uzaktaki bir köye tayin edilir. Herkesin Kürtçe konuştuğu köyde öğretmenlik yapmak kolay olmaz. Zira ne Emre Kürtçe bilir, ne de çocuklar Türkçe.
Belgeselin içine hikaye yerleştirerek hem sürükleyiciliği artırıp hem de gerçekçilikten kopmayan İki Dil Bir Bavul’da siyasetten öte bir konu anlatılıyor: Yoksunluk; hem de her iki taraf için! Batılı öğretmenin dil, empati, Doğu yaşamı bilgi yoksunluğu; köylülerin ve çocukların dil ve maddi yoksunluğuyla çarpışıyor ⚔️ Alt metine ihtiyaç duymadan ve beylik laflar etmeden en basit, en sade şekilde derdini anlatıyor ✌🏼 Öğretmen çaresiz, yalnız ve imkansızlıkla boğuşuyor. Çocukların hevesi var ama desteksizler; anne babanın derdi zaten başlarından aşkın 🤷🏻♀️ Film süresince durum komedilerine tebessüm ederken içiniz cız ediyor. Taraf tutmadan, sadece olaya odaklanarak izlerseniz her iki tarafın sıkıntılarının ve çabalarının güncelliğine şaşırabilirsiniz 😳 Birçok festivalden ödül alan filmi BluTV’den izlemek mümkün. IMDb 7.5, 81 dakika, türü dram-belgesel