Yalnızlığımızı küçücük kutuya sıkıştırıp sosyal dünyanın derinliğinde yüzdüğümüzü kabulleneli epey oldu 📱 Eskiden eş dost akraba derken artık anneanne/babaannesini, akrabaları bile görmeyen/göremeyen nesiller büyümeye başlıyor 🙄 Görüntülü konuşmak kafi gelip işin kolayına kaçılıyor. Sonra da çocuğun fotoğraflarını sosyal medyada paylaşınca “Nazar değer, göze gelir!” gibi eleştirilere maruz kalıyoruz 🤦🏻♀️ Ama dört gözle de takip edilmeye devam ediyoruz. Peki, teknoloji ilişkileri ne hale getiriyor? Asosyallik, alternatif ilişki arayışları, mutsuzluk, daha da yalnızlık, içe kapanıklık? Sizde hangileri var ya da hangilerinin farkındasınız? O küçük kutu dost mu düşman mı? Cevabı Cebimdeki Yabancı’da 📽
7 eski dost bir akşam sofrasında buluşurlar. Gayet eğlenceli sohbetin ortasında bir oyun oynamaya karar verirler: Herkes telefonunu masaya koyacak ve her bildirim diğerleriyle paylaşılacaktır! Bu sıkı dostlar gerçekten dost mu yoksa bilinmeyen sırlar var mı?
Gişe rekoru kıran İtalya versiyonundan kısa süre sonra çok sevdiğim Serra Yılmaz’ın ilk yönetmenlik deneyimiyle bizlere ulaşan Cebimdeki Yabancı, alt metninde sayısız mesaj içeren hem gerilimli hem dram dolu bir komedi filmidir. Sırlar ortaya döküldükçe kendinizden, çevrenizden şüphe etmeye başlıyorsunuz. Neredeyse tek mekanda geçen ama sıkmayan, tertemiz çekilmiş, farklı karakterlerin kesiştiği film, kafanızı hayli karıştıracak 🤓 Karakterlerin belki herkese hitap etmeyişi ve hatta Avrupai görünmesi şaşırtabilir. Ama senaryonun yerlileştirilmemesi hoşuma bile gitti! Özellikle ay tutulmasına anlam katan finaline bayıldım. Netflix’te izleyebilirsiniz. Şekerpare’nin Mahmure’si @serrafine kameranın arkasında da güzel iş çıkarmış! IMDb 7.1, 95 dakika, türü gerilim-dram-komedi 🍿