Yetiştirilme tarzımdan mıdır mizacımdan mıdır bilmem, hiç adrenalin sevdalısı olmadım 🤷🏻♀️ Benim en büyük adrenalin kaynağım küçükken Bostancı Lunaparkı’ndaki kendi çapında korkutan aletler, büyüyünce de korku gerilim filmleri oldu 😁 Hem korkarım hem izlemekten kendimi alamam. Hatta eğer filmi evde izlediysek Onur’un mutfağa bile gitmesine izin vermem 🙄 Durum böyleyken adrenalin tutkusu olan insanları anlayamasam da takdir ederim 👏🏻 Hele yaşanmış olayların beyazperdeye uyarlanışlarını izledikçe “Bir insan niye bunu ister ki?” diye sorarım. Tıpkı Everest gibi 📽
1996 yılında Everest’e tırmanmak için kolları sıvayan iki ayrı dağcı ekibi, beklenmedik bir engelle karşılaşırlar: Yoğun kar yağışı ve fırtına! İmkansız görünen zirveye ulaşmak için tüm tehlikeyi göze alırlar.
3D özelliği ve beklenmedik önemli oyuncu kadrosu; filme ısınmamı sağlamıştı 👍🏼 Film boyunca bolca üşüdüm; zaman zaman elimi ayağımı ovuşturup hissetmenin güzelliğini yaşadım 🌬 Gerçeğe hayli yakın mekan ve aksesuarların kullanılması ve aksine teknolojinin fazla göze sokulmaması inandırıcılığı artırıyor ❄️ Sonda da gerçeklere nasıl bağlı kalındığı ispatlanıyor ✅ Gözyaşı dökmeye uygun sahneler varken olayı dramatize etmeden anlatmaları makul olmuş 👍🏼 Bir de tahminlerin hep boşa çıkması hem hayal kırıklığı yaratıyor hem de filme ilginizi artırıyor. Everest’in büyüsünü, adrenalin tutkusunu, doğanın inanılmaz gücünü anlamak için etkili bir film 🧗🏻♀️ Bu yüzden özellikle doğayı ve macerayı sevenler kaçırmasın 🧗🏻♂️ IMDb 7.1, 121 dakika, türü aksiyon-macera-biyografi 🍿
