Celil Ediz’e hep mektuplar yazmak, defter tutmak istiyorum. Her yazma aşamasında onu bensizliğe hazırlıyormuş gibi bir düşünceye kapılıp vazgeçiyorum. Oysa filmlerde, kitaplarda bu fikir çok güzel geliyor. Evrene çağrışımından emin olsam şu 4 yıl için bile yazacak yüzlerce cümlem var! Gerçi sonsuz bir yaşam arzum (daha çok film ve kitaba gömülme haricinde) hiç olmadı ama ya elimizde sonsuzluk olsaydı? İçine insanlar, farklı kültürler, sınırsız eğitim sığdırsaydık nasıl olurdu? Gelin bakalım Ölümsüz Aşk’a, göründüğü kadar cezbedici mi?
Adaline, 29 yaşındayken trafik kazası geçirir ve ilginç bir doğaüstü olay sayesinde hiç yaşlanmamakla ödüllendirilir! Başlarda keyifli görünen bu avantaj, zamanla tehlike çanlarını çaldırır. Yaşlanmaması çevrede fark edilir ve bilime kobay olmamak adına sürekli mekan ve kimlik değişimi yapar. Böyle yaşamak tahminden daha zordur; ta ki aşkı tekrar bulana kadar!
Daha önce yayınladığım About Time’da zamanda yolculuk yapılıyordu, burada ölümsüzlük var. Bitmeyen ömrün içine sığanları düşünün: Sınırsız dil öğrenebilme, kültürel aktivitelere bolca zaman ayırma, farklı yerler görme, farklı insanlar tanıma, alternatif iş olanakları deneme ve para kazanma, tarihe şahit olma! Sıralamak bile keyifliyken yaşamak paha biçilemez! Peki, cidden öyle mi? Ya sevdiklerimizin, evlatlarımızın, eşimizin tek tek bizden ayrılması? Tüm sıraladıklarım sevdiklerimizi yanımızda tutar mi? Hayır.
Filmde bu hem romantik hem dramatik şekilde bolca anlatılıyor. Filmin fantastik kısmı tarihe tanıklık ettirecek gibi dursa da aldanmayın. Bazı eleştirmenlerin beğenmeme sebebi bu; tarihten etkilenen karakter yaratılmaması! Evet, haklılar ama tür tarihi veya fantastikten öte romantizme adamış kendini. İzlerken duygulanacak, heveslenecek, heyecanlanacak, belki gözler dolacak ama sonunda “İyi ki biz böyleyiz” deyip halinize şükredeceksiniz. Kodu PG-13 yani 13 yaş altı için uygun değil. Netflix’te var! IMDb 7.2, 112 dakika, türü dram-romantik-fantastik PG-13