Maddi veya manevi yetersizliklerden ötürü kendimizi olduğumuz yere ait hissetmeyebiliriz. Hayalimizde başka yerde, başka insanlarla, belki başka bir işte görebiliriz. Hani “Doğduğun ev kaderindir” bir genellemedir ama haklılık payı çok yüksektir ya, eminim bunun altında ezilenlerimizin sayısı hiç az değil. İster konfor alanından çıkma korkusu deyin, ister baskıdan kurtulamama deyin; bir şekilde o hayale ulaşamıyorsunuz. Diğer yandan, bir kere karşı gelmeye başladınız mı ve başarıyı tattınız mı sizi geriye çekenlerle bile iletişimi kesmeyi göze alabilirsiniz. Ben göze alabilir miydim, kararsızım. Hayalimdeki hayatı yaşamasam da önce sağlığım sonra güzel bir aileye sahibim. Ama maddi manevi imkanlarım beklentimin altında olsaydı nasıl adım atardım bilmiyorum. Belki kaybedecek bir şeye sahip olmamak başarıya daha kolay ulaştırabilir. Bunu bir çocuk gözünden, yaşanmış başarı üzerinden izlemeye ne dersiniz? İşte Katwe Kraliçesi, işte başarının vücut almış hali!
10 yaşındaki Phiona, Uganda’da annesi ve kardeşleriyle çok yoksul bir hayat sürer. Bir gün karşısına adını bile bilmediği bir oyun çıkar: Satranç! Okuma yazma bile bilmeyen Phiona, bunu öğrenmek için kolları sıvar.
Kıvrak zekanın, kazanma azmi ve inancının insana yaptıramayacağı şey yoktur. Bunu göze almak, iplerinden kopmaksa cesaret ister. Küçükken mi daha kolay yoksa büyükken mi bilmiyorum ama sindirmeden/sindirilmeden kafa tutmak işleri kolaylaştırabilir. İzlerken yaşınız kaç olursa olsun silkinip kendinize gelebilirsiniz. Çocuklara umut olabilecek, satrancı veya başka sporu/sanatı sevdirecek, doğduğu evi kaderi saymayacak ibretlik bir hikayedir. Oyuncu kadrosu çok başarılı, kurgu biyografiye göre hiç fena değil. Filmin avantajı çocuk gözünden hayata bakmasıdır. Melodram kısmı biraz üzse de azmi kamçıladığı aşikar. İzlenme kodu G yani herkes izleyebilir ama 9-10 yaştan öncesi hikayenin melodram kısmından olumsuz etkilenebilir. IMDb 7.4, 124 dakika, türü dram-biyografi