İlk 30 yılımda kendimle çokça yüzleştiğimi sanıyordum. Ailem, akrabalarım, çevrem, okullarım, arkadaşlarım, iş hayatım hayli tecrübe (!) yaşattığında herkesin/her şeyin karanlık tarafını irdeleyip cebime koyardım. Sonra anne oldum ve vicdan muharebesiyle baş başa kaldım. Hem kişiliğimi anlamakta hem sınırlarımı zorlamakta annelik bana çok şey kattı. Bazı çıkmazlarımda “Bu benim karanlık tarafım mı acaba?” diye sorguladım Bu karanlık tarafa ben diyeyim bencillik, siz deyin hayatın ta kendisi! Ama hepimizde var olduğu gerçek; tıpkı BluTV’nin mini dizisi 7Yüz gibi!
Birbirinden tamamen farklı 7 hikayeden oluşan dizide, karakterlerin kendi ve çevresindekilerin karanlık taraflarıyla yüzleşmelerine tanık olacaksınız. Kendilerini “iyi” sanan karakterler bu taraflarını gördüklerinde hayatlarına nasıl devam edecekler sizce?
Herkesin “Black Mirror” dizisiyle bağdaştırdığı 7Yüz, konsept olarak benzer ama tema olarak farklıdır. Başrolde teknoloji yok, yardımcı oyuncu olarak tıpkı hayatımızdaki gibi yer alıyor. Projeyi 7 bölümlük diziden öte 7 filmlik bir set gibi incelemek gerekli. Bölümler yaklaşık 1 saat; kuvvetli oyuncu kadrosu ve kurgusuyla ekrana bağlıyor. Her bölüm bittiğinde derin bir nefes alma ihtiyacı hissettim. Gece rüyama giren bölüm bile oldu! Karakterlerin yerine kendinizi koyuyorsunuz veya zaten o karakterlerle aynı/benzer şeyler yaşamışsınız. Hepsi çok gerçekçi veya gerçek olması kuvvetle ihtimal. Dram-romantik türünde görünse de yoğun bir psikolojik gerilim var. Bazı seyirciler abartılı bulsa da bölümlerin birbirine bağlandığı tesadüfler beni mutlu etti.
Favori bölümlerimi bir türlü eleyemedim. 1-2-4-5 ve 6. bölümler çok etkiledi. Hatta o ilk bölüm var ya, Cem Davran’ı yolda görsem elim ayağım titrer ve ne yapacağımı bilemem. 5. bölümde de ölmeden önce kimseyle küs kalmamak gerektiğine inanıp ağladım. Böyle yaratıcı fikirlerin yerli yapımlarda çoğalmasını gönülden istiyorum. IMDb 7.8, 1’er saat, türü dram-romantik-psikolojik gerilim