Ve işte öze dönüş! Son yazımdan bu yana 1,5 seneden fazla geçmiş. Bu dönem içinde Celil Ediz 4 yaşına girdi, sayısız hastalıklar atlatıldı, şükürler çoğaltıldı, Instagram hesabım 20 bin takipçiyi aştı ve Sinemaseveranne ismi bambaşka bir amaca yöneldi. Bu yönelme tam da adına yakışır türden oldu: Kısıtlı zamanı olan annelere kaliteli filmler önermek! Fena da gitmedi ama…
İşte o ama bir haftadır düşündürüyor. 1 seneyi aşkındır Instagram hesabım için uğraşıyorum, günde 4 (belki 5) saat emek vererek içerikler hazırlayıp gelen tüm mesajları yanıtlıyorum. Amaç hem sevdiğim şeyi insanlarla paylaşmak hem ufak da olsa gelir kazanmaktı. 4 bin takipçi en organik haliyle 20 bini aşsa da maddi boyutunda gram ilerleme olmadı. Üstüne üstlük yazılarımı seven onca insanın yanında şuursuzca, bilgisizliğin verdiği küstahlıkla, özel hayatında yaşadıklarının hıncını klavye başında laf sokarak çıkarmaya çalışanlar oldu. İşte bu kişiler son zamanlarda yormaya başladı. Hatta öyle bunalttı ki “Yahu Fatma ne için, kim için saatlerini harcıyorsun? Filmleri Instagram olmasa da izliyorsun, e yazılarını yazmak için blog var (hatta 2 tane!). Değer mi?” diye düşünmeye başladım. Sağ olsunlar çok sayıda takipçim geri dönmem için mesajlar yağdırıyor ve çok mutlu ediyorlar ama hala o motivasyonu bulamadım. Onca çabaya rağmen oje tanıtımı yapan ya da kıyafet etiketleyen kadar ilgi görmüyor Sinemaseveranne!
Şimdiye kadar yüzlerce film yazımı Instagram’a kaydetmişken ama hevesim kalmamışken bu gece burası aklıma geldi ve düşündüm ki neden olmasın? Hem filmleri yazarım, hem derdimi doya doya anlatırım. Okuyan olsa da olmasa da oğluma anı kalır.
Hadi o zaman, önce Instagram’daki bazı filmleri buraya hooop kaydetmeye 😊 Eski yazılarımı şimdilik silmiyorum, hepsinde emek var ama konsept değiştiği için zamanla ortadan kaldırabilirim. Nasılsa yaşasın bilgisayar hafızası, hepsi kayıtlı!
Fatma