Ailesi için kendini feda eden çocukların hikayesine aşinayız. Tek ebeveyn yoksa olmayanın pozisyonu alır, maddi imkan yoksa kardeşi okur o okuyamadan çalışır, anne/baba hasta veya yaşlıysa herkes evlenip çoluk çocuğa karışırken o aile büyükleri için kendini feda eder. Zaten “Annelik kutsaldır” baskısıyla büyüyen çocuklar vicdan azabıyla boğuşurken kendini sürekli borçlu da hisseder. Yoksa size tanıdık geldi mi? İşte karşınızda ailesiyle özgürlüğü arasında sıkışan bir genç kızın...
Son Yayınlar
Encanto (2021)
Değerli olduğumu hissedemeden büyüdüm Hatta evin en küçüğü ve tek kız çocuğu olarak “Aman babandır, abilerindir, babaannendir, büyüğündür” gibi ucu bitmeyen sınırsız saygı beklendi. Bu yüzden içte birikiyor haliyle. Celil Ediz’le sohbet ederken, sarılırken, markete giderken, okul dönüş yolunda sebepsizce “İyi ki seni doğurmuşum, iyi ki annenim, iyi ki oğlumsun.” cümlelerini sıralıyorum. Yetmezmiş gibi ufak atışmalarımızda “Şu an sana kızgınım ama sevgim değişmiyor, konuları...
King Richard (2021)
Celil Ediz seneye ilkokula başlayacağı için hazırlığını da aynı yerde okumasını isteyerek detaylıca araştırmaya başladık. Neyse ki geleceğini yapılandırmada Onur’la hemfikiriz de hiç çatışma yaşamadık. Ama neyin ne kadar önemli olduğunu sıralamakta zorlandık. Eğitim mi, sosyal beceriler mi, yabancı dil mi, spor yatkınlığı mı, yurt dışı bağlantısı mı derken seçeneklere boğulduk. Peki, siz çocuğunuz doğmadan onun kariyeri için plan yapar mıydınız? Bunu muazzam şekilde başaran biri var:...
Predestination (2014)
Zaman yolculuğu temalı filmleri izlememin en büyük sebebi geçmişe gidip bazı şeyleri değiştirme arzusundan kaynaklanıyor. Annemin çocukluğuna gidip ona sıkıca sarılmayı, anneliğimin ilk 3 ayındaki bir güne gidip “Her şey çok güzel olacak, azıcık sabır. Hadi bir duşa gir ve sıcak çay iç” demeyi ve benzeri zamanlara gitmeyi hala gönülden diliyorum. Diğer yandan kaderi değiştirmek veya değiştirememek de kafayı kurcalıyor. Bilim ile inancının çakıştığı durumlarda ne yapıyorum? Bir film açıp...
The Lost Daughter (2021)
Hesabın ortaya çıkmasında iki sebep var: Sinema sevdam ile anne olduktan sonra hayatı anne gözünden izlemek. Kadınlara, annelere kurulan psikolojik baskıdan payıma düşeni 5 yıldır alıyorum. Doğumdan sonraki 3 yıl vicdanımla savaşmaktan bitap düştüm. “Annelik kutsaldır, artık kadın değil annesin” gibi sözler beni benliğimden uzaklaştırmaya çalıştı. Hala kalıntıları olsa da bir kısmınıza uymayacak görüşüm var: Anneliğe adanan kutsallığı doğru bulmuyorum. Bunu tartışmaya açan, anneliği ve...
The Perks of Being a Wallflower (2012)
Aileden yeteri ilgi ve şefkati alamayanlar ya bu şefkati başkasında ararlar ya da onlara verilenle yetinmeye çalışırlar. İkisi de hem tehlikeli sonuçlar doğurabilir hem gerçekten hak ettiklerine ulaşmayı engelleyebilir. Özellikle ergenlikteki yalnızlığın nelere yol açtığını sayısız kitapta okuyup haber ve filmlerde izliyoruz; belki de yaşıyoruz. Çaresi var da ulaşma fırsatı keşke herkese nasip olsa. Karşınızda farklı ailede yetişen çocukların yalnızlıkları, umutları, boğuşmakta zorlandıkları...
How to Lose a Guy in 10 Days? (2003)
İlişki başlangıcında karşı tarafı etkilemek, ilgisini kazanmak için yaptığımız ataklar ilerleyen senelerde tamamen değişebiliyor. Mesela Onur’la ilk yıllarımda 2 abiyle büyümenin avantajı olarak futbola yakınlığım artı puanları haneme eklerken Onur’un korku gerilim film sevgime ortak olması takdire şayandı. Ama Evliliğin 8, ilişkinin 13. yılında artık ne ben maç izliyorum ne de o korku gerilim izliyor. Zira bu küçük detaylardan çok daha değerli şeyleri biriktirdik ve yol aldık. Gene de karşı...
Promising Young Woman (2020)
Onur, Celil Ediz’i “ılımlı” büyüttüğümü ve ileride çok hayal kırıklığı yaşayabileceğini söyler. Erkek bakış açısıyla haklı olduğu noktalar var elbette. “Ilımlı” büyütmekten kasıt, duygularını açığa çıkarmayı, sevgi ve nezaketi unutmamayı, şiddete başvurmak yerine sebebine ve sonucuna odaklanmayı öğretme çabamdır. Ama bu dünya bunu kaldırır mı, bilmiyorum. Gene de evlat yetiştirirken dozu ayarlamaktan, adalete güvenmekten yanayım. Peki, sizin adalete inancınız tam mı? Hadi gelin...
Talaash (2012)
Hani bir şeye niyetlenme arifesindeyken, ikilemde kaldığınızda bir işaret beklersiniz ya; işte ben hiç öyle işaretler beklemedim. Umut dolu büyüyen bir çocuk olmadığımdan mı yoksa hayli gerçekçi bakış açısıyla yetiştirildiğimden mi, bilmiyorum. Şimdilerde ise o işaretlerin farkına varmadan hayatıma girdiğini anlıyorum. Sinema salonunda izlediğim ilk film, o işe başvurunca Onur’la tanışmam ve Celil Ediz’i doğurunca 30 sene sonra gerçek Fatma’ya ulaşmaya başlamam hep bir işaretti aslında. Peki...
The Professor and the Madman (2019)
Meryem Uzerli’nin tükenmişlik sendromunu şaka konusu ederken toplumca tükenmişlik sendromunun içine düştük. Marketteki fiyatların pahalı olup olmadığını anlayamadığımız, faturaları görünce “Harcamış olabilir miyiz bu kadar elektrik ve doğal gazı?” dediğimiz, “Covid miyim Influenza mı nezle mi?” diye varsayımları ipe dizdiğimiz, “Çocuk acaba yarın okula gidecek mi yoksa sınıfı kapanacak mı?” diye ikilemde kaldığımız günlerde ne önümüzü görebiliyoruz ne hayal kurabiliyoruz...